Daha küçük yaşlardayken sokaktaki hayvanlara dokunmamamız söylenir. Hastalık taşıdıklarına inanılır.
Elbette dikkatli olmamız hayati olsa da bazıları hayvanları sadece dış görünüşlerine göre yargılıyor. Az sonra okuyacaklarınız da bununla alakalı.
Dünyanın birçok ülkesinde sokak hayvanlarına rastlamak mümkün. Bazıları dost canlısıyken bazıları da yabanidir.
Zayıf ve hasta
Bir sokak kedisi vardı. Son derece zayıf ve bitkindi. Kimsenin ona bakmadığı belliydi. Burada yaşayan kişilerden biri, “Herkes ‘Çirkin’in kim olduğunu bilirdi. Çirkin adını verdiğimiz bu kedi çöpten yemek yer, kavga eder ve kendini sevdirmeye bayılırdı” dedi.
Sevgi ve ilgi aradı
Kedi uzun süre boyunca tek başına zorluklara göğüs germeyi başardı. Ancak karnı aç olduğundan bir süre sonra dayanamadı.
‘Çirkin’ giderek zayıfladı ve kuyruğunu kaybetti. Artık dengede bile duramıyordu. İnsanlar kediyle alay ettiler.
Onu her gören ‘Ne kadar çirkin bir kedi’ diyordu.
Kediyi taşladılar
Kediyi görenler bazen ona taşıyordu. Halbuki kedinin tek istediği biraz sevgi biraz da sıcaklıktı.
Çirkin, köpeklerle kavga ettiği bir günün ardından hayatını kaybetti. Hayatını kaybetmeden önce yanına bir adam geldi.
Çirkin son derece bitkin olsa da bütün gücünü toplayıp adamın yanına gitti. Son nefesini vermeden önce yanında birisi olsun istiyordu. Adamın ayağına sarıldı ve son nefesini böyle verdi.
Kedinin tek istediği hakettiği sevgi ve ilgiyi gördüğü sıcak bir yuvada büyümekti…
İnsanların sokak hayvanlarına acımasızca davranmasını ve onları görmezden gelmesini engellememiz gerekiyor.
Herkesin daha bilinçli olması adına yazıyı onlarla paylaşın.