Dış görünüşüne göre insanları yargılamamak gerekir.
Walmart isimli alışveriş mağazasına giden iki çift bunu çok iyi tecrübe ettiler. Mağazadaki birden fazla çocuklu anneyle dalga geçtiler. Dalga geçmelerinin sebebi ise çocuklarına düzgün kıyafet giydirmemesi ve çocuklardan dolayı aldığı maaşı kendi çıkarına kullandığı düşüncesiydi.
Sırada bekleyen Lindsay Rae isimli bir diğer kadın ise olan bitenin farkına varmıştı. Dalga geçilen kadın aslında çocuklarına üvey annesiydi ve çocukların her birine eşit şekilde hediye alabilmek ve aynı zamanda bütçesini aşmayacak şekilde karar vermek için kafa yoruyordu. Üç çocuğa aldıkları arasında ceket ve ayakkabı vardı.
Yaşanmış gerçek olay insanı duygulandırıyor. Üvey annelerin de biyolojik anneleri olmamalarına rağmen çocuklarını ne kadar çok sevebildiğini görüyoruz. Bu nedenle onları yargılamamamız gerekiyor.
Neyse ki Lindsay sayesinde kadınla dalga geçen çift gereken dersi aldı. Muhtemelen o günü bir daha asla unutamayacaklardır.
İşte Lindsay’ın kendi Facebook hesabında paylaştığı ve olan bitene dair açıklamalar:
“Walmart’ta iki acımasız kişiyi gördüm. Geçen gece Walmart’ta sıra bekliyordum. Önümdeki kadının 5 çocuğu vardı ve onlarla ilgileniyordu. Çocuklardan bazıları Latin bazıları ise açık tenli görünüme sahipti.
Arkamdakiler hemen kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar.
“Sence çocuklar kaç ayrı adamdandır? Bu soğukta çocukları düzgünce giydirip dışarıya çıkarmamış. Bence ödemeyi kuponlarla yapacak”
Bu arada bana bir şeyler anlatmaya çalışan üç yaşındaki çocuğumla ilgileniyordum. Geriye doğru baktım. Kadınla dalga geçen çiftin ne kadar acımasız insanlar olduklarını gördüm.
Bu arada dalga geçtikleri kadın çocuklar için aldığı ceket, çorap ve yiyecekleri ayırıyordu.
Beş çocuk vardı. Bunlardan ikisi sarışındı ve kadına benziyordu. Sarışın çocukların üzerinde kalın mont ve ayağında bot vardı. Koyu tenli ve siyah saçlı çocuk ise şort giymiş ve ayağında parmak arası terlikle gelmişti.
Dalga geçen çiftin tahmin ettiği gibi kadın ödemeyi kuponlarla yaptı.
Arkamdakiler yeniden konuşmaya başladılar. “İşte ödediğimiz vergiler bunun gibilere gidiyor” dediler.
Hemen kadının yanına gidip yardım teklif ettim.
“Kuponlarla alışveriş yapmak kafa karıştırıcı olabiliyor” dedim.
Hemen bana baktı.
Sessizce, “Üvey çocuklarınız mı yoksa evlat mı edindiniz?” diye sordum.
“Benim de 9 çocuğum var. Sadece ikisinin biyolojik annesiyim. Bırakın yardım edeyim” dedim.
Mahcup bir gülümsemeyle, “Ben üvey anneleriyim. 3 gün önce geldiler ve bir süre bizimle olacaklar. Bize yiyecek yardımı yapıldı. Ancak çocukların kıyafetlere ihtiyacı var” dedi.
Çocuklara baktım ve gülümsedim. Kadına dönüp, “Ne güzel çocuklar! Birbirinize sahip olduğunuz için çok şanslısınız” dedim.
Kuponları kullanan kadın geri kalan az kısmı kartıyla ödeyecekti ancak kartını makineye nasıl sokacağını bilmiyordu. Ben de hemen ona nasıl yapılacağını gösterdim. Bu arada arkadakiler homurdanmaya devam ettiler.
Ödemeyi yaptıktan sonra aldığı yeni montları çocuklara bir bir verdi. Ona sarıldım ve ‘Merak etme. Her şey düzelecek. Sen iyi bir annesin” dedim.
Gözlerimden yaşlar süzülürken arkamda durup bütün zaman boyunca kadınla dalga geçen iyi giyimli çifte döndüm.
“O çocuklar var ya… Giyecek kıyafetleri bile yokmuş. Şimdi kadının aldığı kıyafetler sayesinde dışarıya çıkabilecekler.
O kadın var ya… Müthiş bir tavırla çocukları kendi çocuğuymuş gibi kabul etmiş. Yememiş yedirmiş, içmemiş içirmiş. Maddi durumları kötü diye devlet onlara yardım etmiş ve market kuponları vermiş.
Onun gibileri ne kadın ne de insan yerine koyuyorsunuz. Ne yazık!” dedim.
Hemen kasaya gidip aldıklarımı poşetlemeye başladım. Dayanamayıp onlara geri döndüm.
“Şayet çocukların her birinin babası farklı olsa ve sizin ödediğiniz vergilerle kuponlar tedarik ediliyor olsa bile ne olurdu ki? Bu ülkede hiçbir çocuk kışın soğuğunda yarı çıplak ve midesi boş gezmeyi haketmiyor. Sizin söyledikleriniz kesinlikle kabul edilemez. Gerçekten çok kötü insanlarsınız! Aferin size!” diye bağırdım.
Aldıklarımı poşetlemeyi bitirdim.
Tam çıkacakken kasiyer kız bana göz kırptı ve “Ben de eşimden ayrıldım ve bir çocuğum var. Söyledikleriniz gerçekten harikaydı. Helal olsun!” dedi.
Biraz şaşkın bir tavırla ben de “Teşekkürler. Bu kadar ileriye gideceğimi ben de tahmin etmiyordum. Gece çocuğuna sıkı sıkı sarılmayı ihmal etme” dedim.
Kasiyer son olarak, “Siz de aynısını yapın lütfen. İyi günler!” dedi.
Arabaya biner binmez bir yandan çikolata yemeye bir yandan da ağlamaya başladım.
Kendi çocuğu olmadığı halde onlara kendininmiş gibi annelik yapanlar! Siz dünyanın en iyi insanlarısınız! İnsanları size söylediklerine aldırmayın.
Her birinizi çok seviyor ve içten dileklerimle kucaklıyorum!
İşte Lindsay’in orijinal mesajı:
Üvey ve manevi annelerin yaptıkları iyiliklere ışık tutmak için yazıyı paylaşmayı unutmayın!