İnsanların dış görünüşlerine göre yargılandığı bir dünyada yaşıyoruz.
Kırılması en zor şeylerden biri de ön yargılar ve insanlar diğerlerine ön yargıyla yaklaşmaya devam ediyorlar.
Bunu en iyi bilenlerden biri de Luc Perreault. 127 kilo olan Luc tam bir motosiklet sevdalısı. Tutkusunun izlerini taşıyan bir giyim tarzı da var.
Luc bir gün bir kafeteryaya gidip kahve almak istedi. O sırada bir kadın ve küçük kızına denk geldi.
Küçük kız, motosikletçiye yanaşıp merhaba demek isterken annesini kızı kolundan çekti.
Kadının yaptığı hareketi son derece tuhaf bulan Luc daha sonra yine kadının kızına ‘Biz pasaklı motosikletçilerle konuşmuyoruz hayatım’ dediğini duydu.
Luc bir anda afalladı. Kadının, kızının kendisiyle konuşmasına izin vermemesine çok şaşırdı. Söylediği gibi birisi de değildi. Yaşananların ardından Facebook’ta şöyle bir gönderi paylaştı:
“Bugün bana ‘pasaklı’ diyen kadına sesleniyorum,
Evet. 127 kiloyum. Motosikletleri seviyorum. Her yerimde dövme var. Gür sesim var. Kavgacı bir tipe de benziyor olabilirim.
11 yıldır evli olduğumu ve dünyalar tatlısı bir kızım olduğunu bilmiyorsunuz. Üniversiteden mezun olduğumu da bilmiyorsunuz. Annem benimle gurur duyuyor ve herkese böyle bir evladı için ne kadar şanslı olduğunu anlatıyor.
Kızım kolunu kırdığında ondan çok ben ağladım. Kitap okuyorum, insanlara yardım ediyorum ve hatta dram filmlerinde hüngür hüngür ağlıyorum.
Bir dahaki sefere size gülümseyip kızınızla konuşmaya çalıştığımda bana ‘pasaklı motosikletçi’ demeden önce bir daha düşünün. Şayet bir gün eviniz yansa, kızınız üzülmesin diye yanmakta olan evin içine girip onun Japon balığını bile kurtarır, hayatımı riske atarım.”
Luc’un gönderisi Facebook’ta yoğun ilgi gördü. Binlerce kez beğenilip paylaşıldı.
Hikâyeden çıkarılacak ders belli. İnsanları dış görünüşlerine göre yargılamamalısınız.
Luc’un alınmakta haklı olduğuna inanıyor ve insanların dış görünüşlerine göre yargılanmamaları gerektiğine katılıyorsanız paylaşın.
