Annenin Çocuklarına Yazdığı Mektup Bütün Ebeveynleri Kahkaha Tufanına Uğrattı.

Bir annenin çocuklarına açık mektubuydu sadece başlarda. Ancak bir süre sonra mektup viral oldu. Nedenini ise anlamak gayet basit. Anne, beni gerçekten güldürdü. Keşke onu gerçekte tanısaydım. Tam bir film karakteri olduğunu düşünüyorum. Mektubun tamamını aşağıdan okuyabilirsiniz. Mektup M.Blazoned ‘ın blogundan izni doğrultusunda yayınlandı. Aynı zamanda Twitter ve Facebook sayfalarına bakabilirsiniz. Nasıl bir anne ama!

“Merhaba çocuklar,

Bu yaz eşyalarınızı istediğiniz yere bırakabilirsiniz. Alkollü kokteyllerinizi oturma odasında mı bıraktınız? Sorun yok. Hallederim. Çoraplarınızı salona mı bıraktınız? Toplarım. Lavaboda bulaşık mı bıraktınız? Bırakmaya devam edin. Her yere legolar mı dağıttınız? Bayılırım. Battaniyelerinizi evin her köşesine sürüklemeyi ve istediğiniz yere fırlatıp atmayı ihmal etmeyin. Onları sizin için severek katlayacağım ve odanıza götüreceğim.

Ya kapılar? Kapatıp kapatmamak size kalmış. Arkanızdayım. Gerçekten, dert etmeyin. Eşek arılarının içeriye girmesine ve klimanın dışarıyı soğutmasına bayılıyorum. Evimizde kapıyı açık bırakmak suç değil. Bitmeyecek kadar paramız var.

Bornozlarınızı ıslak yerden tırabzanlara kadar değişik yerlere koymakta özgürsünüz. Ama yaratıcı olun! Ahşap kaplamalara bornoz koymanız ise favorim. Bornozları oradan kaldıracağım ki ahşaplar şişmesin. Çok meşgulsünüz. Durun. Netflix izlemeye devam edin. Diziler kendi kendini izlemeyecek.

Acıkırsanız haber verin. Yemek saatlerinizi aksatmatan çekinmeyin. Mutfak 7/24 açık ve neye ihtiyacınız olursa ne isterseniz bir çırpıda yapmaya hazırım. Kısa sürede yemek yapmakta ustayımdır.

Eğer kendiniz bir şeyler hazırlarsanız, kap kaçakları ortada bırakabilirsiniz. Sütü de. Eğer bozulursa, yenisini alırım. Para mı? Lütfen. Daha çok çalışırım. Temizlik işi de bende. Arkanızdan gelerek döküntülerinizi toplarım. Yemek yaptıktan sonra bana bıraktığınız dağınıklıkla yaşamaya alıştım. Rendelenmiş peynirleri bankoya bulaştırmayı nasıl başarıyorsunuz gerçekten? Çok etkilendim.

Susadığınızda, hemen yeni bir bardak kullanın. Yüzlerce bardağımız var. Bulaşık makinesini doldurup boşaltmaya bayılıyorum. Bildiğim kadarıyla da sınırsız elektrik ve suyumuz var.

Arkadaşlarınızla sorun çıkarsa, hemen söyleyin. Neredeyse isterseniz oraya götüreceğim. Yani, arabam ve ehliyetim var. Bir işe yarasınlar. Ve lütfen, bana herhangi bir şey için önceden haber vermenize gerek yok. Ne yapıyorsam yapayım, çalışıyor olsam bile sizi almaya geleceğim. Zamanınızın ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Sinema için paraya ihtiyacınız mı var? Hemen vereyim çocuklar.

Ve ufaklık… Canın ne zaman isterse seni havuza götüreceğim. Gitmeden önce güneş kremi sürmemem için mızmızlanabilirsin. Arkanı dönmene gerek yok. Kendin ol yeter. Ne hissediyorsan söyle. Soğuk, değil mi? Sırtına güneş kremi sürerken adım adım benden kaçmana bayılıyorum. Bana da spor oluyor, kollarımı oynatıyorum falan. Ne kadar da düşüncelisin.

Gözlüklere gelecek olursak. Onlar da bende. Nerede bıraktığınızı düşünmenize gerek yok. Yazın temel görevim yüzme gözlüklerinizin izini sürmek nasıl olsa (arabada, sol koltukta, koltuk arasında). Geceleri de yastığımın altına koyuyorum gözlüklerinizi. Çok dikkatli olmayalım sakın ha. Onlarsız nasıl yüzersiniz?

Gözlerinizi devirmenize bayılıyorum! Evet, doğru duydunuz. Söylediklerime verdiğiniz tepkilere bayılıyorum. Yoksa söylediklerime olan tepkinizi nasıl anlayabilirim? Duş almak mı istiyorsunuz? Size kalmış. En iyisini siz bilirsiniz. Size saygım sonsuz. Şapka takmak mı? Asla. Güneş iyidir. Bahçe işleri mi? Sorun değil, ne zaman müsaitseniz haber verin. Çimler ve otlar bir yere kaçıyor değil ya.

Son olarak… Lütfen kulaklıklarınızı takmayı ihmal etmeyin ki size seslendiğimde beni duyamayasınız. İletişimin önemi gerçekten abartılıyor. Benim hakkımda bilmediğiniz şey ne mi? Ciğerlerim patlayana dek defalarca bağırmaya bayılıyorum. Katartik etkisi var. Sözlükten anlamına bakın.

İster bana deli deyin ister demeyin, eğer dediklerimi uygularsanız bu yaz hepimiz için çok iyi geçecek demektir.

İğnelemeden anlamıyorsanız, temmuza kadar işiniz bitti demektir. Aslında her iki durumda da bitti…

Seviyorum sizi evlatlarım.

-Sıradan Bir Anne”

Annenin mektubunu beğendiniz mi? Lütfen beğenmeyi unutmayın! 🙂