İnsanlar, farklı görünen kişiler hakkında yapılan haberlere eleştirel gözle bakarlar. Kişilerin, farklı amaçlarla kullanıldıklarını düşünürler.
Aslında engelliler aslında daha fazla haber yapılmalı ki insanlar onların neler yaşadığını farketsin.
Engelli insanlar hakkında ne kadar çok haber yapılırsa ve ne kadar çok insana ulaşılırsa, halkımız onlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olur.
Sizlerle Stephenson’ın hayat hikâyesini paylaşacağız.
Sean Stephonson, osteogenesis imperfecta olarak da bilinen cam kemik hastalığı ile dünyaya geldi. Hastalığa sahip kişilerin kemiklerinde kolayca kırılmalar oluşabiliyor.
Sean dünyaya geldiğinde her bir kemiği kırıktı. İlk gece doktorlar hayatta kalacağından bile şüphe etti. Sean ise gerçek bir savaşçı çıktı.
Hayatı boyunca da mücadeleci biri olacaktı.
Sean 18 yaşına girdiğinde vücudunda 200 çatlak vardı.
Sean’ın yanında her daim duran ailesi onun üzerine titredi.
İnsanlar küçük çocuğa bakıp küçük düşürücü şeyler söylüyorlardı.
Sean’ın kendini kabullenmesi uzun zaman aldı. 1988’de bir anda her şey değişti.
9 yaşındayken Sean bacağını kırdı ve paniklemeye başladı.
O günden beri Sean önemli olanın neye sahip olduğu değil, sahip olduğuyla neler yapabildiği olduğunun farkına vardı.
Sean hastalığıyla yaşamayı öğrendi. Ayrıca bazen motivasyon konuşmaları da yapıyor.
Sean kurduğu şirketle milyonlarca dolar kazandı ve dünya çapında hayranları var.
Gündeme ise yaptığı evlilikle geldi.
2012 yılında Sean, Mindie ile dünya evine girdi.
İnternete düşün düğün fotoğrafları büyük yankı uyandırdı. Birbirinden farklı olmaları nedeniyle Mindie’ye binlerce soru yöneltildi. İlişkileri ve cinsel hayatlarına dair de sorular vardı.
İkisini de birbiri seviyor. Tek sorunları insanların onların aşkına inanmadığına dair yaptığı yorumlar.
İnsanlar, Sean’ın Mindie’yi haketmediğini, Mindie’nin Sean’ı aldattığı ve parası için birlikte olduğuna dair yorumlar yaptılar.
Ancak son derece yanılıyorlardı.
Sean ve Mindie arasında inanılmaz bir bağ var. Videoyu izledikten sonra bunu daha iyi anlayacaksınız.
İkilinin birlikteliği aşkın sınır tanımadığını bizlere gösteriyor.
Önemli olan insanları olduğu gibi kabullenmek, saygı duymak ve karşılıksız sevmektir.
Bizlere sadece saygı duymak düşer.
