Colin restorana girdiğinde, o günün hem kendi hem de restoranın sahibi John McMillian’ın hayatını değiştireceğini bilmiyordu.
Colin yemeğini yedikten sonra mekanın ne kadar boş olduğunu gördü. Restoran sahibi de çok cana yakındı yemekler de çok iyidi. Peki burası neden bu kadar boştu diye düşünmeden alamadı kendini.
Colin yemek yedikten sonra Facebook’a girip restoran ve restoran sahibi hakkında güzel yorumlar yapıp, mekana daha fazla müşteri gelmesini amaçladı.
Evim bölgenin batı yakasında. Geçerken patates kızartması ve balık bir restoran gördüm. Burayı daha önce hiç görmemiştim. Çok açtım ve restoranın yemeklerini denemek istedim. İçeriye girdiğimde beni 70 yaşında bir adam karşıladı. İçerisi gayet temiz ve güzeldi. Restoran sahibine işlerine nasıl gittiğini sordum. Adam faturaları ancak ödeyebildiğini ve günün sonunda cebinde üç beş kuruş kaldığını söyledi. Beni bilenler bilir. Temiz kalpli bir insanımdır ve insanlara yardım etmeyi severim. 70 yaşındaki adama da yardım etmek istedim. 23 dolarlık özel halibut balığından sipariş ettim. Tadı gerçekten harikaydı ve patates kızartması da tam istediğim gibiydi. Restoran sahibi çok kibar ve dost canlısıydı. Bu nedenle herkesi bu restoranda yemek yemeye davet ediyorum. Hep beraber bu yaşlı adama destek verelim. Günün sonunda hasılatı görünce sevindirelim. Mekan, Tim Hortons’un arkasında otoparkın ve üniversitenin hemen yanında.
Colin’in bu yazısından iki saat sonra yaşlı restoran sahibi gözlerine inanamadı. Mekana müşteri dolmuştu ve hatta insanlar kuyrukta bekliyordu.
Colin’in rastgele ziyaretinin John’un küçük restoranının kaderini değiştirebileceğini kim bilebilirdi? Facebook paylaşımları böyle anlarda çok yararlı. Yürekleri ısıtan yaşanmış olayı arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın.